Hal-i dünyayı temaşaya misaldir perde.
Hayali Alibaz fabrikanın önünde, motorunun üstünde, sağır-dilsiz kızkardeşi Güvercin'i mesaisi bitene kadar bekleyecekti. Biliyordu "bu seyir perdesindeki güzellikler asıl eseri işaret eder". Aynı zamanda "Hakiki Perde"nin de ne olduğunu biliyordu da sanki kendi kalbi perdelenmiş gibi hissediyordu belirsiz bir zamandır. Her neye dikkatle bakarsan aşikar olur ve o bakmadan söyleyebilirdi ki asıl göreceği gaflet perdesinin dünyayı kaplamış olduğudur. Bu hayal alemini gözden geçirmek de bir hünerdir ancak bu suret perdesi nice gözleri mahvetmiştir.
Hangi gölgeye sığınsam yok olmazdı acaba?
Suret-i zahiri hayalin aksetmiş halidir perde.
Güvercin bir gün en güzel sözü söyledi ve bir daha konuşmadı. En güzel sesi duydu ve bir daha duymadı. En güzel yüzü göremeyeceğini biliyordu. Çünkü O, insanı kendi suretinde yaratmıştı. Bu hayal perdesinde görmek zorundaydı çünü artık bu perdeyi ilk kuran da şimdi bir hayaldi ve eğer perdeye can veren ışık olmazsa, hakikati görmeye perde mani olacaktı.
Cihana itimad etme hemen, gölge ve hayalini anla.
Güvercin gülümseyerek geldi. Suretindeki en ufak değişiklik herhangi birinin saatlerce konuştuğundan çok daha fazlasını anlatabiliyordu. Ağabey'i Alibaz uzun zaman önce "Düşünüyorum..." demeyi bırakmıştı zaten. Perde görünüyordu artık ama maksat arkasındakini bilmekti, Dünya'ya itimat etme...
Güvercin motorun yandan oturağına bindi. İki kardeş beraberdiler artık ve aslında bu alemde bundan farklısı olamazdı. Hep beraber olmuşlardı da bunu kavramak için bunca zaman geçmesi gerekecekti. Hayallerde hayal kurarak başka zamanda, başka bir yerde, başka birisi olabilir miydim diye düşünmedin mi hiç? Zaten ne zaman, nerede ve ne olduğunu bilmiyorsun henüz.
............
gölgelere bak gölgelere
amma işsiz güçsüz, amma avare
şarkılara inanıyorlar bütün gün
hepsi de aynı şarkının insanları
amma işsiz güçsüz, amma avare..."
C.S.
Hayali Alibaz fabrikanın önünde, motorunun üstünde, sağır-dilsiz kızkardeşi Güvercin'i mesaisi bitene kadar bekleyecekti. Biliyordu "bu seyir perdesindeki güzellikler asıl eseri işaret eder". Aynı zamanda "Hakiki Perde"nin de ne olduğunu biliyordu da sanki kendi kalbi perdelenmiş gibi hissediyordu belirsiz bir zamandır. Her neye dikkatle bakarsan aşikar olur ve o bakmadan söyleyebilirdi ki asıl göreceği gaflet perdesinin dünyayı kaplamış olduğudur. Bu hayal alemini gözden geçirmek de bir hünerdir ancak bu suret perdesi nice gözleri mahvetmiştir.
Hangi gölgeye sığınsam yok olmazdı acaba?
Suret-i zahiri hayalin aksetmiş halidir perde.
Güvercin bir gün en güzel sözü söyledi ve bir daha konuşmadı. En güzel sesi duydu ve bir daha duymadı. En güzel yüzü göremeyeceğini biliyordu. Çünkü O, insanı kendi suretinde yaratmıştı. Bu hayal perdesinde görmek zorundaydı çünü artık bu perdeyi ilk kuran da şimdi bir hayaldi ve eğer perdeye can veren ışık olmazsa, hakikati görmeye perde mani olacaktı.
Cihana itimad etme hemen, gölge ve hayalini anla.
Güvercin gülümseyerek geldi. Suretindeki en ufak değişiklik herhangi birinin saatlerce konuştuğundan çok daha fazlasını anlatabiliyordu. Ağabey'i Alibaz uzun zaman önce "Düşünüyorum..." demeyi bırakmıştı zaten. Perde görünüyordu artık ama maksat arkasındakini bilmekti, Dünya'ya itimat etme...
Güvercin motorun yandan oturağına bindi. İki kardeş beraberdiler artık ve aslında bu alemde bundan farklısı olamazdı. Hep beraber olmuşlardı da bunu kavramak için bunca zaman geçmesi gerekecekti. Hayallerde hayal kurarak başka zamanda, başka bir yerde, başka birisi olabilir miydim diye düşünmedin mi hiç? Zaten ne zaman, nerede ve ne olduğunu bilmiyorsun henüz.
............
gölgelere bak gölgelere
amma işsiz güçsüz, amma avare
şarkılara inanıyorlar bütün gün
hepsi de aynı şarkının insanları
amma işsiz güçsüz, amma avare..."
C.S.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder