Yazıhaneye girdiğinde ağır bir sigara kokusu duydu. Hemen girişteki çok tozlu masada kırk yaşlarında bir kadın çok profesyonel bir şekilde sigara içerek oturuyordu.
"İyi günler. Saat 13:12'de Selahattin Bey ile görüşmem vardı" dedi Bizimkisi. Selahattin bir müteahhit için yeterli ağırlıkta bir isimdi. Randevu için küsuratlı bir saat vermesi de kafasında olumlu bir önyargı oluşturmuştu hemen. "Nereden geldiniz?" dedi Sigara Kadın ve ciğer dolusu dumanı üfledi. "Bir yerden gelmedim, iş görüşmesi..." Anlaşılan Selahattin Abi yerinde yoktu. Aslında bu olay kendisini çok şaşırtmamıştı. Altı üstü bir iş görüşmesiydi.
Bu sırada biraz ileride otuz yaşlarındaki Olumlu Adam olaya müdahil olmak zorunda hissetti kendini. Telefonda Selahattin Abi ile konuşuyordu. Arada ona bakıyor, kafasını sallayarak hmm hmmmm yapıyordu. Çok hoş bir şekilde Selahattin Bey'in şantiyede bir aksilik sonucu geç kaldığını ama yarım saat içinde geleceğini söyledi. Sonra telefonda konuşmaya devam etti. Kızılmaz böyle adamlara. Telefonu kapatır kapatmaz hemen çayını söyledi zaten.
Bir süre sessizce bekledi. Olumlu Adam; "Şantiye bu, sürprizlerle dolu..." dedi. "Hıhı" diye yanıtladı Bizimkisi. Bir yarım saat kadar daha geçti, herhangi bir hareketlilik yoktu. Zaten kafasında yarım saati elli altı dakika olarak biraz büyütmüştü. Elli altı dakika içerisinde gelirse sorun yok.
Yere bakarak beklemek huyuydu ve bunun psikolojik tahlillerini de önceden öğrenmişti de sonra unutmuştu. Bu sefer şanslıydı, bir hamam böceği önünden ağır ağır geçti. Yolunu kaybetmiş gibiydi sanki, arada sırada duruyor etrafına bakıyor sonra tekrar devam ediyordu.
Sigara içen kadın, yeni bir sigara yaktı ve şöyle bir dolaşmaya çıkmak üzere ayağa kalktı. Olumlu Adam, Sigara Kadın'a "Çok acıktım abla." dedi. "Bakayım Selahattin Abi neredeymiş."
-Selahattin Abi, açlıktan öldüm ya neredesin?
-......
- Hadi abi, çabuk gel keh keh.
Boğazlar Meselesi iş görüşmesinden kendince de daha önemliydi. Hamam Böceği yolunu kaybetmiş gibi dolaşmaya devam ediyordu.
Olumlu Adam bir anda heyecanla sordu: "Abi sen biliyorsundur klavyede fi nasıl yapılıyor"
"alt+0216" diye anında cevap verdi. "Senden kaçmaz tabi."
Selahattin Abi her an biraz daha yaklaşıyordu. En son epsilon mesafesindeydi -ki bu 87 dakikalık bir bekleyişin sonucuna karşılık geliyordu- sıkıldığını farketti ve kalkıp gitmeye karar verdi.
Ayrıldı ve güzel bir gündü diye düşündü. İçine bir huzur doldu, inşaat mühendisliğini sevmek için bir sebep daha...
"İyi günler. Saat 13:12'de Selahattin Bey ile görüşmem vardı" dedi Bizimkisi. Selahattin bir müteahhit için yeterli ağırlıkta bir isimdi. Randevu için küsuratlı bir saat vermesi de kafasında olumlu bir önyargı oluşturmuştu hemen. "Nereden geldiniz?" dedi Sigara Kadın ve ciğer dolusu dumanı üfledi. "Bir yerden gelmedim, iş görüşmesi..." Anlaşılan Selahattin Abi yerinde yoktu. Aslında bu olay kendisini çok şaşırtmamıştı. Altı üstü bir iş görüşmesiydi.
Bu sırada biraz ileride otuz yaşlarındaki Olumlu Adam olaya müdahil olmak zorunda hissetti kendini. Telefonda Selahattin Abi ile konuşuyordu. Arada ona bakıyor, kafasını sallayarak hmm hmmmm yapıyordu. Çok hoş bir şekilde Selahattin Bey'in şantiyede bir aksilik sonucu geç kaldığını ama yarım saat içinde geleceğini söyledi. Sonra telefonda konuşmaya devam etti. Kızılmaz böyle adamlara. Telefonu kapatır kapatmaz hemen çayını söyledi zaten.
Bir süre sessizce bekledi. Olumlu Adam; "Şantiye bu, sürprizlerle dolu..." dedi. "Hıhı" diye yanıtladı Bizimkisi. Bir yarım saat kadar daha geçti, herhangi bir hareketlilik yoktu. Zaten kafasında yarım saati elli altı dakika olarak biraz büyütmüştü. Elli altı dakika içerisinde gelirse sorun yok.
Yere bakarak beklemek huyuydu ve bunun psikolojik tahlillerini de önceden öğrenmişti de sonra unutmuştu. Bu sefer şanslıydı, bir hamam böceği önünden ağır ağır geçti. Yolunu kaybetmiş gibiydi sanki, arada sırada duruyor etrafına bakıyor sonra tekrar devam ediyordu.
Sigara içen kadın, yeni bir sigara yaktı ve şöyle bir dolaşmaya çıkmak üzere ayağa kalktı. Olumlu Adam, Sigara Kadın'a "Çok acıktım abla." dedi. "Bakayım Selahattin Abi neredeymiş."
-Selahattin Abi, açlıktan öldüm ya neredesin?
-......
- Hadi abi, çabuk gel keh keh.
Boğazlar Meselesi iş görüşmesinden kendince de daha önemliydi. Hamam Böceği yolunu kaybetmiş gibi dolaşmaya devam ediyordu.
Olumlu Adam bir anda heyecanla sordu: "Abi sen biliyorsundur klavyede fi nasıl yapılıyor"
"alt+0216" diye anında cevap verdi. "Senden kaçmaz tabi."
Selahattin Abi her an biraz daha yaklaşıyordu. En son epsilon mesafesindeydi -ki bu 87 dakikalık bir bekleyişin sonucuna karşılık geliyordu- sıkıldığını farketti ve kalkıp gitmeye karar verdi.
Ayrıldı ve güzel bir gündü diye düşündü. İçine bir huzur doldu, inşaat mühendisliğini sevmek için bir sebep daha...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder