"Atlar start gerisinde toplanmaya başladı. 1 numaralı Erkanoğlu, Taner Gülerce ile, 2 numaralı Melihcan, Küçük Emrah ile, 3 numaralı Sönmezhan, Gökay Karataş ile, 4 numaralı Tosuneyli, Tanju Tosun ile, 5 numaralı Emirtay, Akil Başoğlu ile, 6 numaralı Bahadır 2, FeFe ile, günün 2100 m kumda yapılacak üçüncü koşusuna katılacaklar. Daha önceden Kamil Hanım, Umutcan, Leventtay, Aslıhan Gündüz, Hüsso ve Yavuzkağan da bildiğiniz gibi Komiteler Kurulu kararıyla yarıştan çıkarılmıştı."
Gebze'de bir yerel gazetede at yarışı köşe yazarı olan yatakhane sakini, garibanların umut kapısı olmuştu. Bu arkadaşın tüyolarıyla onlarca kişi uzun bir süre at yarışı oynadı. At yarışları ders saatine rastgelir, walkmanlerle ders anında canlı dinlenirdi. Şanslıysak, tenefüste kantindeki televizyonda izlerdik. Aramızdan bir miktar para kazananlar oldu ama hiç kimse altılı tutturamadı.
"At yarışı salgını herkese yayılmıştı. Artık dönüş yoktu. Koşu 1600 m'dir. Pist çamurlu. Badraslı'nın yanına at tanımıyorduk. Yarış sonrası küfürü yiyen yine Karataş'tı. Başımıza ne gelse ondan biliyorduk."
Daha sonra Kıbrıs'ta askerdeyken bu arkadaşla karşılaştım. Evlenmiş, eşiyle tatile gelmişler.
"Son viraj dönüldükten sonra Erkanoğlu 2-3 boy farklı liderliğini korurken hemen dışından Tosuneyli ve bunların da içinden bariyer dibinden dönmeyi tercih eden Emirtay atak yapmaya çalışırken,...biz artık sınıftaydık. Herkes sprinte kalkmaya çalışırken biz kıpırtısız bekliyorduk. Aramızda hala tam bir belirsizlik vardı."
Böyle bir dönemde onunla karşılaşınca daha iyi anladım. Kendimizi kandırmaya gerek yoktu. Sürekli bir at yarışı içine çekiliyorduk ama böyle olması şart değildi. At yarışı uzmanı sanki kendisi öyle yapmamıştı. Hayatımızda planlar olmadan, yüksek belirsizliklerle de yaşayabilirdik aslında.
"İç kulvardaki Emirtay müthiş bir şekilde sprinte kalkarken liderliği de alıyor, 5 hatta 6 boy fark yapıyor. Dıştan gelen Tosuneyli ikinci, son atağıyla Melihcan üçüncü ve Erkanoğlu da dördüncülükte kalıyor. Daha önce belirttiğimiz gibi Sönmezhan jokeyini düşürmüştü."
Gebze'de bir yerel gazetede at yarışı köşe yazarı olan yatakhane sakini, garibanların umut kapısı olmuştu. Bu arkadaşın tüyolarıyla onlarca kişi uzun bir süre at yarışı oynadı. At yarışları ders saatine rastgelir, walkmanlerle ders anında canlı dinlenirdi. Şanslıysak, tenefüste kantindeki televizyonda izlerdik. Aramızdan bir miktar para kazananlar oldu ama hiç kimse altılı tutturamadı.
"At yarışı salgını herkese yayılmıştı. Artık dönüş yoktu. Koşu 1600 m'dir. Pist çamurlu. Badraslı'nın yanına at tanımıyorduk. Yarış sonrası küfürü yiyen yine Karataş'tı. Başımıza ne gelse ondan biliyorduk."
Daha sonra Kıbrıs'ta askerdeyken bu arkadaşla karşılaştım. Evlenmiş, eşiyle tatile gelmişler.
"Son viraj dönüldükten sonra Erkanoğlu 2-3 boy farklı liderliğini korurken hemen dışından Tosuneyli ve bunların da içinden bariyer dibinden dönmeyi tercih eden Emirtay atak yapmaya çalışırken,...biz artık sınıftaydık. Herkes sprinte kalkmaya çalışırken biz kıpırtısız bekliyorduk. Aramızda hala tam bir belirsizlik vardı."
Böyle bir dönemde onunla karşılaşınca daha iyi anladım. Kendimizi kandırmaya gerek yoktu. Sürekli bir at yarışı içine çekiliyorduk ama böyle olması şart değildi. At yarışı uzmanı sanki kendisi öyle yapmamıştı. Hayatımızda planlar olmadan, yüksek belirsizliklerle de yaşayabilirdik aslında.
"İç kulvardaki Emirtay müthiş bir şekilde sprinte kalkarken liderliği de alıyor, 5 hatta 6 boy fark yapıyor. Dıştan gelen Tosuneyli ikinci, son atağıyla Melihcan üçüncü ve Erkanoğlu da dördüncülükte kalıyor. Daha önce belirttiğimiz gibi Sönmezhan jokeyini düşürmüştü."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder