Hedefe yaklaştıkça şiddetli tereddütlerle dolu bir sabah daha diye düşündü dördü birden. Boğaz Köprüsü'nü geçtikten sonra artık mutlak bir karara ulaşmaları gerekecekti. bu sabah ekmek arasını nereden alacaklardı? İşyerlerine giden en kısa yol üzerinde ekmek arası satan bir yer yoktu, o halde muhakkak yollarından biraz sapmaları gerekecekti.
İlk seçenek "Alfred Hitchcock" pastanesiydi. Bu pastanede diğer seçeneklere göre yolu oldukça uzatıyordu ancak üç buçuk paraya tıka basa dolu epey büyük bir ekmek arası almak mümkündü. Hatta biraz fazla büyük olmasından rahatsız olanlar bile vardı. O zaman bir ufak boyunu alıp daha az para ödeyeceklerdi ama anlaşıldı ki küçük boyu da aynı paraymış. Bari alip ikiye bölelim diye düşünülse de sadece birkaç sabah hayata geçirilebildi, zaten çok sıkıntılı bir süreç olan sabah kahvaltıları, daha da fazla kafa bulandırıcı bir hal alacaktı çünkü. Ayrıca buranın böyle tuhaf bir ismi olması ve yolu epey uzatması da haneye eksi puanlar olarak işledi.
Esas, yola çıkmadan fiyat, ebat ve lezzet olarak ideale yakın "Liberal Pastane" vardı ama nedense burada da uzun süre sabit müşteri olarak kalamadılar. Bir tanesi domateslerin akşamdan dilinmiş olduğunu ve kabuklarının pörsümüş olduğunu iddia etti ve köprüyü geçmeden kaybedilen her dakika varış süresinde iki misli kayba sebep olduğunu birkaç bilimsel makale, tez, söylem vs. ile ispatladı.
Diğer pastaneler Liberal Pastanesi'nin böyle kolay harcandığını görse emin olun kendilerine çeki düzen verirlerdi. Bu grubun yaklaştığını gören "Orak Çekiç Pastanesi" bol malzeme ve ekmek çeşidi ile müşteri memnuniyeti için elinden geleni yaptı, interaktif olarak ekmeği ve malzemeleri seçerek ekmek arasını beraberce hazırlyordunuz ama yine de fiyatı dört paradan aşağıya çekemedi. (Bunun internet üzerinde uygulanan bir modülü üzerine epey çalışma yapılmış - kendi ellerinizle yaparmış gibi ekmek aranızı yapabilecekmişsiniz sanal olarak sonra paket servisle elinize kadar gelecek) Daha küçük ekmek arasına daha fazla para verme fikrinden memnun gözükmeyen bu grup bu pastaneye temkinli yaklaştı her ne kadar adı bazıları için hoş gözükse de. "Sabah kahvaltısında bu kadar para verilir mi?" ya da "Bu kadar çok yenilir mi?" ikilemi arasında gidip gelirken buradan da soğudular. Hem burası çoktan seçmeli olduğundan insanı düşünmeye zorluyor daha sonra ekemğin arasının doldurulmasını beklemek zorunda bırakarak hayatlarının çok önemli üç dakikasını kaybetmelerine sebep oluyordu.
İşyerine iyice yaklaşmışlarsa ve hala bir yer seçememişlerse en sonra çare yanlarına kadar servis yapan "Sofi Pastanesi"nden almak olacaktı ekmek arasını. Hiç istemeye istemeye, içlerine sinmeyerek... Bu da kucukmus her ne kadar 2 para olsa da. Ama bu sadece 2 para ama olsun cok kucuk. Yarısından daha buyuktu sanki ama içindeki malzemeler azdı ya da kalitesizdi ya da salamsız ekmek arası tercih edilmiyordu. Tam olarak sebebi belli edilememişti. Kuyumcu kantarı ile ekmek ve içindeki malzemeler tartıldı. Günden güne farklı sonuçlar verdi en sonunda bilirkişi heyetinin görüşü bekleniyordu bilmiyoruz daha sonra ne olduğunu.